Demet SIR
Demet Sır
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler – 2016 Mezunu
Merhaba,
Bu yazımda, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu Demet SIR ile röportajımı sizlerle paylaşacağım. Umarım, aramıza yeni katılacak öğrenciler ve okulumuzdaki her arkadaşım için faydalı olur. Demet Sır’a zaman ayırdığı ve yardımları için çok teşekkür ederim.
1- Öncelikle kendinden bahseder misin?
Merhaba, ben Demet Sır. 2016 yılında, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü Yüksek Şeref öğrencisi olarak birincilik ile bitirdim. Aynı zamanda Psikoloji Yandal derecesini de almaya hak kazandım. Şu anda sosyal bilimler alanında adını ilk sıralara yazdırmış olan London School of Economics and Political Science (LSE)’da Toplumsal Cinsiyet üzerine yüksek lisans yapıyorum. Okurken aynı zamanda Research Turkey adlı araştırma merkezinde gönüllü olarak çalışıyorum.
2- ODTÜ KKK’dan mezun olmak sana neler kazandırdı?
Öncelikle, ODTÜ KKK mezunu olmak mezuniyet sonrası süreçte bana iki temel konuda çok büyük katkıda bulundu. Birincisi, sahip olduğumuz kadro akademik açıdan beni çok geliştirdi. Bölümümüzdeki kendi alanında yetkin ve bilgiyi çoktan seçmeli yöntemler ile test etmek yerine, essay tarzında sınavlar ile kritik düşünmeye teşvik etmeyi kendine ilke edinmiş akademisyenlerimiz beni hep sınırların dışında düşünmeye itti. Bu, zamanla benim akademik alanda okuma ve öğrenme isteğimin artmasına sebep oldu. Aynı zamanda bu akademik kadronun uluslararası olması, İngilizce seviyemi her geçen gün geliştirdi ve hiç hazırlanmadığım halde LSE’de yüksek lisans yapabilmek için gerekli olan IELTS sınavından ilk denememde yüksek bir puan almamı sağladı. İkincisi, ODTÜ KKK’nın ODTÜ geleneğini temel alarak sosyal sorunlara ışık tutmayı kendine misyon edinmiş olması. Eğitim okulda öğrendiğin her şeyi unuttuğunda geriye kalandır derler ya, bence ODTÜ KKK bize bilinçli birer birey olmayı ve sessiz kalmamayı aşıladığı için okuduğumuz alanın dışında bir işe atılmayı düşünsek bile gittiğimiz her yerde bunun faydasını göreceğiz.
3- Yüksek lisansa kabul alma sürecinden bahseder misin?
Yüksek lisans başvuru sürecinde tabii ki aldığım eğitim ve bu zamana kadar kendi çabam ile kazandıklarım sayesinde kendime güveniyordum. Akademisyenlerimiz ile kurduğumuz yakın ilişkiler sayesinde beni çok iyi tanıyorlardı ve bu zamana kadar yaptığım stajlardan, katıldığım Erasmus programına kadar her konuda bilgi sahibi oldukları için adıma yazdıkları referans mektuplarının etkili olduğunu düşüyorum. Bunun yanında, üniversite süresince seçtiğim alan ile ilgili çeşitli essay yarışmaları ve konferanslara katılmış olmamın da kabul sürecimi kolaylaştırdığına inanıyorum.
4- Bu süreçte mezun olduğun not ortalamasının katkısı oldu mu?
Sahip olduğumuz not ortalamasının her şeyi yansıtmamak ile birlikte verdiğimiz emeğin bir geri dönüşü olduğuna inanıyorum. Bu yüzden, LSE gibi kendini kanıtlamış bir üniversitede seçiciliği arttırmak için bir ölçüt olarak kullanılıyor. Bu sebepten, zaten belli bir ortalamanın altında olmak başvuru yapamamak gibi sonuçlar doğuruyor. Benim açımdan, istenilen ortalamanın üzerinde bir ortalamaya sahip olmak tabii ki de büyük bir artıydı.
5- Bulunduğun üniversitede karşılaştığın zorluklardan veya sana ilginç gelen olaylardan bahsedebilir misin?
LSE’de okumak birçok Siyaset Bilimi mezununun hayalidir. Etrafım dünyanın dört bir yanından kendi okullarını birincilik ile bitirerek gelen öğrenciler ile dolu. Akademisyenlerin hepsi lisans zamanı kitaplarını okuduğum isimler. Sürekli bir fazlasını yapmak için çabalıyor herkes, bir sabah dersime Angelina Jolie’nin Birleşmiş Milletler deneyimlerini anlatmak üzere konuk olması yaşadığım en ilginç olaydı. Her güzel şeyin arkasında büyük fedakarlıklar olduğunu düşünürsek; böyle bir okulda okumanın, hem sevdiklerimden uzak kaldığım için hem eğitimi en zorlayıcı okullardan birinde bulunduğum için büyük çaba gerektiren bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Fakat, ODTÜ KKK’da eğitimini aldığımız İngiliz akademisyenler sayesinde bu sisteme çok yabancı olmadığımdan ve Erasmus programı sayesinde yurtdışında yaşamayı tecrübe ettiğimden, kendime güvenerek eğitimimin bu aşamasını da başarı ile tamamlayacağımdan hiç şüphem yok.
6- Yüksek lisans için seçtiğin alanla ilgili, bu alana yönelmek isteyen öğrenciler için kısaca bilgi verebilir misin?
LSE’de literatürün gelişimi ile de orantılı olarak Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları olarak adlandırılmış; fakat Türkiye’de genel olarak “kadın çalışmaları” ile sınırlandırılmış bu bölüm kabaca baskıcı sonuçlar doğuran toplumsal cinsiyet ilişkilerini aile, temsil, istihdam, cinsellik, medya, globalleşme, çatışma ve barış süreci gibi birçok eksende inceliyor. Bu özelliği sayesinde çok interdisipliner bir alan ve öğrencilerin diğer alanlar ile ilişkilerini arttıran, onları her yönde geliştiren bir özelliği var. Bu zamana kadar okuduğum, üzerine çalıştığım konuları her zaman hissetme duygusunu, onları kendime dert edinme huyunu taşıyan biri olmuşumdur. Bu bölümü seçme sebebim kadın olmanın bana yüklediği mücadelenin bir ürünü diyebilirim.
7- Okul hayatında düşündüğün kariyer planlarına sadık mı ilerliyorsun yoksa tamamen farklı alanlara mı yöneldin?
Şansa inanıyorum ama her zaman kontrol sahibi olduğumu bilmek beni rahatlatmıştır. Bu yüzden hep planlı ve disiplinli ilerledim, hatta hep B ve C planlarım oldu. İlk iki yıl net olamamakla birlikte, ne mutlu ki 3. Ve 4. Sınıfta yaptığım kariyer planı gerçekleşti ve şuan hayalini kurduğum okulda yüksek lisans yapıyorum.
8- Tekrar mezun olduğun güne geri dönsen, kariyerin için neyi/neleri farklı yapardın?
Sanırım mezun olduğum güne geri dönsem farklı yapmak isteyeceğim hiçbir şey olmazdı. Şu an sahip olduğum yetkinlikler dahilinde, gelecek planlarım için olabilecek en doğru adımı attığımı düşünüyorum.
9- Gelecek planlarından kısaca bahseder misin?
Yüksek lisansımı bitirdikten sonra, doktoraya başlamadan önce bir yıl kendime akademik ara vermek ve bu bir yılı da uluslararası sivil toplum kuruluşlarında çalışarak, insan hikayelerine daha yakın olarak değerlendirmeyi düşünüyorum. Bunun hem bana akademik anlamda fikir vereceğine hem de beni biraz dinlendireceğine inanıyorum.
10- Son olarak, mezun olacaklara tavsiyelerin nelerdir?
Mezun olacaklara tavsiyem, önce kendilerine bir ayna tutmaları. Beklentilerini, ilgilerini çeken alanları ve bu zamana kadar bu konularda ne kadar çaba gösterdiklerini gerçekçi bir şekilde değerlendirmeleri. Bu, işlerini zaten çok kolaylaştıracaktır. Son olarak, şunu akıllarından çıkarmasınlar; başkalarının deneyimlerini akıllıca bir şekilde kullanmak iyidir, bunun dışında her şeye kulak tıkayın çünkü sizin hikayeniz bambaşka olabilir!