[PSYC, 45/85] Yard. Doç. Dr. Doğu ERDENER
Yard. Doç. Dr. Doğu ERDENER
PSYC Program Koordinatörü
vdogu@metu.edu.tr
Doğu Hocam, akademik geçmişiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bize kısaca bilgi verebilir misiniz?
İstanbul’da liseyi bitirdikten sonra ODTÜ Ankara’da Psikoloji Bölümü’ne başladım. Mezuniyetten sonra Avustralya’ya taşındım. Çok sayıda işe girip çıktıktan sonra, üniversiteye dönmeye karar verdim. 2002 yılında master derecemi, 2008’de de doktora derecemi aldım. Sonrasında iş aramaya başladım ve seçeneklerim arasında olan ODTÜ KKK’de o günden bu yana (2008’den beri) Psikoloji Program Koordinatörü olarak Yard. Doç. Dr. ünvanıyla çalışıyorum. İlgi alanlarıma gelirsek, master tezimden bu yana işitsel-görsel konuşma hafızası üzerine çalışıyorum. Bu konu konuşma esnasında yüzümüzde de oluşan mimiklerin işitme ile olan entegrasyonu araştıran büyük bir konu. Ben daha çok bu entegrasyonun, yabancı dil öğrenirken ya da konuşurken nasıl işlediği üzerinde çalışıyorum. Ayrıca daha önce herhangi bir akademik araştırma veya yayında bulunmadığım havacılık psikolojisi, ilgimi çeken ve ileride üzerinde çalışmayı düşündüğüm bir diğer konu. Havacılık psikolojisi kısaca, pilotların karar verme mekanizmalarıyla ilgilenen bilişsel psikolojinin bir alt dalı. Bunların haricinde çok fazla sosyal hobisi olan bir insan değilim ama boş vakitlerimde kitap okurum lafını da sevmem. O vakit, kitap okuduğunuz için doludur zaten. Dediğim gibi spesifik bir hobim yok, o an canım ne yapmak isterse onu yapmayı seviyorum.
Öğrencilerinizin derse olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Derse olan ilgi biraz öğrenciye bağlı bence. Biraz da hocanın dersi nasıl sunduğuyla ilgili tabii. Bir örnek verecek olursam; yıllardır verdiğim bir ders var, gelişim psikolojisi. Çok fazla bilgi yoğunluğu olan son derece sıkıcı bir derstir. Hatta öyle bir derstir ki teorik olarak hiç derslere uğramasanız da çalışıp geçebileceğiniz bir derstir. Ben bu dersi eğlenceli kılamaya ve sohbete açık hale getirmeye çalışıyorum. Aldığım dönütler bunun işe yaradığı yönünde. Yani demek istediğim, hoca faktörü öğrenciyi uyutabileceği gibi kafasında merak uyandırıp derse de bağlayabilir. Bunun yanında öğrencinin kişisel ilgisi de önemli tabii.
Bildiğiniz gibi buraya gelen öğrenciler ile Ankara’da okuyan öğrencilerin giriş puanları arasında gözle görülür bir puan farkı var. Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda da Ankara Kampusu ile aynı kalitede eğitim verilmesi misyonundan yola çıkarak, sizce bu puan farkı KKK öğrencileri için herhangi bir sorun teşkil ediyor mu? Öğrencilerinizden yola çıkarak durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arada sadece üniversite giriş puanı farkı var, ben bunun öğrenciler arasında bir fark yarattığını düşünmüyorum. Örnek vermem gerekirse; buradan değişim programıyla Ankara Kampusu’na öğrenci gönderiyoruz ve bu öğrenciler, buraya daha iyi ortalamalarla geri dönüyorlar. Benim kişisel gözlemim şu şekilde; genelde hazırlık sınıfını geçen ve 1. sınıf derslerini sorunsuz şekilde veren öğrenciler, öğretimlerine çok daha rahat devam ediyorlar. Sanırım uyum süreci en büyük etken. O iki senede kendince bir çalışma disiplini, bir çalışma yöntemi geliştiren öğrenci fazla zorlanmıyor eğitim hayatı boyunca. Bir de sevmek önemli; sevmeden bir bölümde, programda okumak ruha eziyet.
Kuzey Kıbrıs’taki ve kampustaki sosyal olanakları bir hoca gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada, kampusun ilk öğrencilerinin atmış olduğu temeller üzerine kurulu bir sosyal hayat var. Bu gittikçe de gelişiyor. Ankara’da kafanızı çevirdiğiniz her yerde sosyal açıdan farklı seçenekler var, Ankara’ya kıyasla tabii sınırlı sayıda seçenek var burada. Bu noktada biraz da öğrencinin seçenek yaratması gerekiyor. Sonuçta buraya gelen bir öğrenci 4-5 sene burada yaşayacak. Oflayarak puflayarak ‘Burada sosyal olanak yok.’ demekten ziyade, kendisine fırsatlar yaratmalı diye düşünüyorum. Buradaki öğrenciyi Ankara’dakine kıyasla daha avantajlı kılan şey, bence bu; yaratıcılığı geliştirme olanağı.
Sizce bir aday öğrenci niçin ODTÜ KKK Psikoloji Programı’nı seçmeli?
Ankara’ya kısayla burada hoca başına düşen öğrenci oranı oldukça düşük. Bu bence yeterli bir sebep.
Kuzey Kıbrıs Kampusu PSYC’yi düşünen aday öğrencilere iletmek istediğiniz herhangi bir öneriniz var mıdır, burayı tercih ederken sizce nelere dikkat etmeliler?
Araştırarak gelsinler. İnternette oldukça fazla kaynak var. Genel olarak psikoloji seçmek isteyen öğrencilere tavsiyem, tercih edecekleri okullardaki psikoloji bölümü akademisyenlerini iyi araştırmaları. Hangi alanlarda doktora yapmışlar? Yayın yapıyorlar mı, yapmıyorlar mı? Hangi alanlarda uzmanlaşmışlar? Bunlar çok önemli sorular. Çünkü birçok üniversitenin psikoloji bölümünde, başka bölümlerden mezun olmuş kişiler akademisyenlik yapıyorlar. Bu da öğrencinin gelişimini kötü etkileyebiliyor.