Kampusta İlk Yıl – Gökberk LÜK
Merhaba arkadaşlar!
Bugün sizinle üniversitemizin yeni öğrencilerinden Gökberk ile yaptığım röportajı paylaşacağım. Gökberk, Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazandı ve şu an hazırlık okuyor. Kıbrıs ve ODTÜ KKK hakkındaki en taze düşüncelerini ve hislerini alacağız. Katkılarından dolayı kendisine teşekkür ederek röportajımıza başlayalım 🙂
1- Kampustaki ilk gününden kısaca bahseder misin?
Uçağım Kıbrıs’a sabahın erken saatlerinde inmişti. Buna rağmen ODTÜ KKK’nın kendi öğrencilerinden oluşan oryantasyon ekibi havaalanı kapısında bizi bekliyordu. Bu karşılama bana sıcak bir kucak açmıştı. Kampusun ana kapısından girerken hayalim olan ‘ODTÜ’ yazısını görünce açıkçası çok mutlu olmuştum. Kampusa gelir gelmez bavullarımı odama atıp hemen etrafı gezmeye başladım. Geçen seneden bir arkadaşım burada oluğu için açıkçası kendimi şanslı hissettim. Çünkü gezim hem kısa sürmüştü hem de daha kaliteli geçmişti. Bu gezi sonucunda okulla ilgili ilk düşüncelerim oluşmaya başlamıştı.
2- Kampus olanaklarını yeterli buluyor musun? Katıldığın topluluk varsa bahseder misin?
Aslında okulda bir öğrencinin ihtiyaç duyabileceği her şey var: market, berber, kırtasiye… Ayrıca gölden tutun plaj voleyboluna kadar eğlenip gezebileceğiniz yerler de bulunuyor. Kısacası Ankara kampusunun minyatür hali diyebilirim ama ilerleyen yıllarda daha da büyüyüp gelişeceğini düşünüyorum. Sonuçta ODTÜ burası! Ek olarak buraya ’KALTEV’ adı altında Teknokent gibi bir teknoloji vadisi de açılmış. Bu da kampusun gelişime açık olduğunu ve bir umut ışığı olduğunu gösteriyor. Sosyal açıdan da gayet yeterli olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarınla sıkıldın mı plaj voleybolu oyna, havuzda yüz ya da hemen okulun içinden kalkan minibüslerle Girne’ye git. Ankara kampusunu da bildiğim için şunu söyleyebilirim: Buradaki hocalar Ankara’daki hocalara göre öğrencilere karşı daha ilgili.
Katıldığım topluluklara gelirsek, bir mühendis adayı olduğum için öncelikle mühendislik adına açılmış topluluklara katıldım. IEEE ve Enerji Topluluğunu bunların başında sayabilirim. Bunların yanında ise kendimi kişisel olarak geliştirmek istediğim yönlerim olduğundan dolayı fotoğrafçılık, dağcılık, doğa sporları ve model ve maket topluluğuna da katıldım. Aslında kampus her tür insanın kendine yer bulabileceği topluluklara sahip.
3- Genel olarak zorlandığın konulardan biraz bahseder misin?
İlk olarak buradaki düzene ayak uydurmak biraz zor oldu. Kıbrıs birçok devletin etkisi altında kaldığı için Kıbrısın kültürü ilk aşamada biraz farklı gelmişti. Ama alışma süreci fazla uzun sürmedi. İkinci olarak, bir öğrenci için en büyük sorun toplu taşıma. Otobüslerin saat aralıkları fazla olduğu için otobüs saatlerini kaçırmamak gerekiyor. Ben de bu saatleri not alıp ona göre hareket etmeye çalıştım. Bir diğer sorun ise trafik akışı. Trafik akışı burada Türkiye’ye göre ters olduğu için ilk geldiğim zamanlar karşıdan karşıya geçerken zorlanmıştım ama sürücüler yayalara karşı çok saygılı oldukları için bu da benim için atlatılabilir bir zorluk olmuştu.
4- Kampus içi ve dışı olarak değerlendirdiğinde, Türkiye’ye göre harcamalarının daha fazla olduğunu düşünüyor musun? Harcamalarını kendine göre nasıl ayarlıyorsun?
Burada burslu olup, yurda da para ödemediğim için Ankara kampusundaki bir öğrenciye göre harcamam aşağı yukarı aynı oluyor. Kıbrıs’a gelmeden bana söylenen “Orada sana para dayanmaz” sözüne pek katılmadığımı söyleyebilirim. Evet kabul etmek gerekirse burada yemekler pahalı. Bundan dolayı kendime göre ayarlamalar yaptım. Yurtların her katında mutfak olduğu için kendi yemeklerimi yapabiliyorum. Yeri geliyor yemekhaneden, yeri geliyor kendi yaptığım yemeği yiyorum. Bunun sonucunda eğlenmek için elimde param bile kalıyor.
5- Buraya geldikten sonra ilk kez deneyimlediğin bir şey var mı?
Bu konuda söyleyebileceğim tek şey: Bir ODTÜ’lü olmayı deneyimledim.